Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, vergi artışlarındaki ana ögenin sarsıntı olduğunu savunarak, yıl sonuna kadar ek bir vergi artışı olmayacağını belirtti.
Mehmet Şimşek, birinci icraatlarından biri olarak dev bir ek vergi paketine imza atmış, bu yolla vatandaşın cebinden kestirimi TL300 milyar gelir sifonlanmıştı. Bu vergi artışlarına karşın, sene sonunda bütçe açığı ulusal gelir oranının %6’nın altına düşmeyeceği iddiaları yapılıyordu.
Bir çok uzman para siyasetinin enflasyonla çaba için çok gevşek olduğu müşahedesini yaparak, talep istikametli enflasyonun yavaşlatılması için yıl sonuna kadar yeni vergilerin devreye gireceğini savunmuştu.
Cevdet Yılmaz, NTV’deki canlı yayında gündeme ait soruları yanıtladı. Yılmaz’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
*Enflasyon beklentilerimizin elbette üstünde. Neden bu türlü bir tabloyla karşı karşıya kaldık? Zelzelenin de tesiri var.
*Kurlarda uzun müddet istikrarlı bir seyir vardı. Son periyotta kur gerçek bir tabana gelmiş oldu. 15 milyar dolar Merkez Bankamız son periyotta rezerv biriktirdi. Kurlardaki yükseliş enflasyonist bir tesir yaptı ve beklentilerimizi güncellememiz gerekti.
*İhracat finansmanı için 3 milyar, sarsıntı finansmanı için 8,5 milyar dolar gelecek Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan mutabakat doğrultusunda. Hazine gerekli görüşmeleri yürütüyor. Bunlar süratli gerçekleşecek diye bekliyoruz.
*11 vilayetimizi etkileyen tarihimizin en büyük felaketini yaşadık. Vergi artışlarındaki ana öge zelzele. Enflasyonist tesir hem masraflarınızı hem gelirlerinizi artırıyor. Kamu son periyotta güç fiyatlarını sübvanse etti. Kamuda sarfiyatlar artarken gelirlerin de artması gerekiyor. Fiyat artışlarıyla bütçe imkanlarını zorlayarak artışlar yapıldı. Lakin yüklü faktör sarsıntı tesiri.
*Kendiliğinden güncellenecek vergiler dışında ek bir vergiyi, ek bir vergiyi yıl sonuna kadar tartışma durumu yok. Biz bütçe çerçevesinde almamız gereken önlemleri bu yıl için aldığımız kanaatteyiz.
*Kur muhafazalı mevduat kurun çok istikrarsızlaştığı devirde devreye girdi. Tabiatı prestijiyle süreksiz bir sistem. Bugün geldiğimiz noktada çabucak vazgeçilecek bir sistem değil. Şu anda bu türlü bir gündemimiz yok.
