Seçimleri kazanmak için iktisatta geçersiz bir bahar yaratıldı ve ülkenin bütün kaynakları bu uğurda heba edildi. Artık ise, seçimlerin bütün maliyeti vatandaşlarımıza ödetiliyor. Bugün vatandaşlarımızın yaşadığı ekonomik kasvetler irademiz dışında gerçekleşen bir tabiat olayı sonucunda maruz kaldığımız bir felaket değildir. Bilakis, birkaç ay içinde ortaya çıkacak acı sonuçların farkında olan bir hükumetin bile isteye yaptığı tercihlerdir. Millete karşı açık ve dürüst olmak zorundayız.
1) Sayın Erdoğan, yıl sonuna kadar enflasyonun denetim altına alınacağını ve önümüzdeki yıl büsbütün bu sıkıntının çözülmüş olacağını söylediniz. Ne var ki, bunun gerçekleşmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Resmi sayılar bile, 2024’ün birinci çeyreğinde enflasyonun en az %60 olacağını söylüyor.
2) Geçmişte, bütçe sağlamlığı ile gurur duyan bir iktisat bakanınız vardı. Şayet bütçemiz bu kadar güçlü idiyse, bütçe açığını finanse etmek için yapılan KDV ve ÖTV artışlarının da kesinlikle bir açıklaması olmalı.
Başarılı bir tedavi, evvel kendimize karşı dürüst olmayı gerektiriyor. Doğruları siyasi kazanımlara kurban etmeyi bırakmalıyız. Gerçeklerle ve zayıflıklarımızla yüzleşmeden hiçbir ekonomik sorunumuzu çözemeyiz.
Durumumuz açıkça konuşmak gerekirse hiç uygun değil. Enflasyon sayısının çok altında bir faiz oranı, adaletsiz bir vergi sistemi, somut tasarruf programı açıklayamayan bir iktisat idaresi ile bu krizden çıkmaya çalışıyoruz lakin bunu bu halde başaramayacağız.
Twitter paylaşımı
